Yazar: H. Ece Salalı, Ela Atış
Yıl: 2012
Yayım Yeri: 10. Tarım Ekonomisi Kongresi
Konu: Tarım ve Gıda Politikası
Özet
İnsanlığın, yaşamsal ihtiyaçlarının değişerek çeşitlenmesi sonucu, bunların karşılanması için doğal olmayan yollarla, verim artışı gerekçesiyle uygulanan suni gübreler ve kimyasallar, toprak, su ve hava kirliliğini beraberinde getirmiştir. Bu tür uygulamalar toprağı daha da verimsizleştirirken, verim düştükçe çiftçi daha fazla ilaç ve gübre kullanmaya yönelmiştir. Bu noktada, tarım ve çevre arasındaki ilişkiye bakıldığında, karmaşık ve çift yönlü olduğu görülmektedir. Tarımsal faaliyetler, ekosistemlerin bozulmasına neden olurken, bozulmuş ekosistemler de yoksulluğun önemli etkileri ile birlikte tarımın canlılığını tüketmektedir. Hâlbuki tarımsal üretim, sulama için gerekli olan yeraltı ve yüzey sularının sağlanması, bitkisel ve hayvansal hastalıkların düzenlenmesi, toprak verimliliğinin korunması, bitkisel ve hayvansal ürünlerin devamlılığının korunması ve atıkların ayrıştırılması gibi nedenlerle sağlıklı ekosistemlere ve yerel türlere bağımlı durumda bulunmaktadır. Ancak, tüm bunlara rağmen, bazı tarımsal uygulamalar, çoğu zaman bağımlı oldukları biyoçeşitlilik ve ekosistem fonksiyonlarına zarar vermişlerdir.
Tarımsal üretim ve ekosistem işleyişi arasında bir köprü durumunda olan tarımsal biyoçeşitlilik, yapay destekleyiciler yerine daha değerli olan doğal hizmetlerin arayışı içindedir. Bu anlamda, yerel çeşitlerin muhafazası, mevcut üretim alanlarının korunması faaliyetleri çok büyük önem kazanmaktadır. Tarımsal üretimin: bölgedeki üretici ve tüketicilerin, gıda güvenliği ve beslenme ihtiyaçlarını karşılaması ve ekonomik ve demografik değişimlere dinamik olarak cevap verebilmesi, doğal ve insan kaynaklı bozulmalara karşı dayanıklı olmasının gerekliliği tarımsal biyoçeşitliliğin önemini arttırmaktadır.
Bu çalışmada, tarımsal üretimin sürdürülebilir, verimli ve ekolojik açıdan uygun olması amacına yönelik kriterlerden birisi olan, tarımsal biyoçeşitliliğin mevcut ve gelecek kullanımlar için en iyi şekilde yönetilmesi kriteri dikkate alınmıştır. Buna göre, tarım, çevre ve yoksulluk ilişkisi çerçevesinde tarımsal biyoçeşitliliğin global olarak korunması, ancak yerel olarak da tarımsal üretimi devam ettirecek şekilde yönetilmesi gerekir.
Bu çerçevede, bu çalışmada tarımsal biyoçeşitlilikte en önemli rolü oynayan üreticilerin görüşleri ve yerel çeşitlere bakış açıları dikkate alınmıştır. Ege Bölgesi’nde yürütülmüş olan bu çalışmada, yerel buğday çeşitlerinin üretimi açısından çiftçi hedeflerinin analizi, bulanık eşli karşılaştırma yöntemi ile yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Yerel çeşit, tarımsal biyoçeşitlilik, çevre, yoksulluk
Araştırmayı İndir